20 Mart 2008

Sebepler Sonuçlar 2

Yağmur yağarken pencereme gelen kediyi içeri aldım, karnını doyurdum. eve gelen minicik yeni bir canlı ile canlandım. Canımı hatırladım.

Radyoyu açtım çalan şarkı ile düşünceye daldım, uzun zamandır aramadığım arkadaşımı aradım, şenlendim, güldüm. Tanıdık bir ses duymanın huzuru ile arkama yaslanıp gülümsedim.

Dünya tatlısı biri ile tanıştım, heyecanlandım, heyecanım oturacak yer bulamadı kendine, ayakta kaldım. Kendimi "Sil baştan sevmek gerek bazen" diye şarkı söyler buldum. Sesimi hatırladım, kendimi sevdim.

VCD'si bozulduğu için atölyesinde mp3 cd'lerini dinleyememekten şikayet eden babama eskimiş olan benimkini götürmek istedim. Dolapları döktüm, kutuya kaldırdığımı tüm parçalarıyla tertemiz buldum. Koydum bi poşete yola koyuldum. Yürürken ağır geldi, kolumu omuzuma yasladım, daha da ağır geldi, elimden kaydı, yere düştü paramparça oldu. Babamı mutlu etmeyi hayal ederken mutsuz oldum.

Evin şekline taktım kafayı, kalktım koltuğun yerini değiştirdim, koltuğun altından uzun zamandır aradığım küpemin tekini buldum, bugün işe giderken taktım, bir sürü iltifat aldım, yürüyüşüm değişti.

Neruda'nın "tatlıysa bütün ırmakların suyu, nereden gelir denizin tuzu" dizelerini hatırladım ansızın, nerede ve ne zaman okuduğumu ve hatta hafızama yerleştiğini de hatırladım. Hafızamı seveyim, yaşlanmadım hala bildim.

Eski bir sevgiliyi sabahın bir köründe işe giderken başka bir hanım ile elele gördüm. "Gönülün ne gelir geçer hevesleri var hiç acımadım" dedim, taze acımın da gün gelip acıtmamasını diledim.

Çiğköftecinin önünden geçerken canım istedi içeri daldım, paket yapılırken bekledim. Beklerken beni üniversiteye hazırlayan hocamın sergisinin davetiyesini gördüm masanın üzerinde, Kadıköy nasıl bir semt, çiğköftecide sergi davetiyesi! diye küçük bi şaşkınlık yaşadım. Davetiye çok ama çok kötüydü inanamadım. Bugün geldiğim yeri bana gösteren kişinin birgün bir işinin bana kötü geleceğini hiç bilmezdim dedim büyüdüğümü anladım.

Pilatesde hiç kaytarmadan tüm egzersizleri yaptım, yoruldum, bi sıcak duş ve ayak masajı ile yorgunluğu attım. Masaj için bin tane kremim olduğunu görünce ne kadar gereksiz masraflar yaptığımı düşünüp "biraz tutumlu mu olsam" diye içimden geçirdim, sonra vazgeçtim.

Ev sahibimi aradım, kira arttırım zamanımın geldiğini hatırlattım. Unutmuş olduğunu söyleyince "salak mıyım neyim" dedim. Sonra salak değil dürüstüm diyerek böbürlendim.

En sevdiğim oyunu oynayıp şarkı tuttum. "Yitirmeli ne varsa başlamalı yeniden" diyince şarkı yitir yitir nereye kadar diye merak ettim. daha yolun başında değilimdir inşallah diye bir de dua ettim kendimce.

Bir dövme daha istedim. Budakhan'a gittim. Desenlerimi gösterdim. "Yapalım" dedi. İstediğim yeri gösterdim. "Olur" dedi. Ne zaman olacağını sordum "Şimdi müsaitim" dedi. İlk seferki cesareti bulamadım kendimde "Benim şimdi bir işim var sonra gelsem" dedim. "Hep öyle derler" dedi. Evet doğru. Hep "Şimdi hazır değilim" diyor kaçmak isteyen herkes, herşeyden kaçma sebebi bu değil mi dedim.

Bilgisayarım çalışmıyor diye işe gitmedim. "evde çalışırım daha iyi" dedim müdürüme ertesi gün bilgisayar alındı. üçbuçuk aydır niye gelmemiş ki bu benim aklıma dedim.

Moralim bozuldu. Her zamanki gibi midem ağrıdı bu yüzden. Yataktan kalkamadım. işe gitmeyişimin sebebi buydu yalan söyledim.

19 Mart 2008

Bu?

Yüreğinde nedenini bilmediği bir ağrı ile uyandı. Kimi zaman yüksek, ancak eğimi elverişli bir tepeden yokuş aşağı kendisini salmış gibi nefes nefese uyanmaya alışıktı. Kimi zaman uyanmamaya da...
Ama bu, uzun zamandır olmuyordu!!!

18 Mart 2008

Denge

...Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yan gelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var...

Turgut Uyar