15 Ağustos 2008

Gece Yarısı Yazısı

.


İşin gücün unutulduğu, hayat ile bağların güzelleşip sadeleştiği, sadece en sevilenlerin özlendiği şahane bir tatilin ardından yoğun iş temposuna giren bir bünye ne yapmalı?

Evet içinde olduğumuz gecemizin konusu bu.

Bıdı bıdı konuşmaya alışık olan bünyem gecenin 3'ünde sesizliğe katılınca çok dayanamıyor ve yazarak susturmaya çalışıyor kendisini elbette. Sabah saat 10.00'da yüce divanda, ulu genel müdürüm ile yapacağım toplantıda hayatımın sunumunu yapmaya hazırlanırken, gecenin bi kör vakti molayı da evde deli gibi dolaşarak yapamazdım hak verirsinizki. Yazıyorum yine her konuşamadığım zaman yaptığım gibi.

Bu gecenin zorlaşması için tatilden dönmüş bünyem dışında başka etkenler de yok değil. Efenim bir baş ağrısı olsun, sonracığıma bir uyku hali olsun, efenim midemde akşam yediğim yemeğin bulantısı olsun, akşam karşılaştığım arkadaşların "sen bizi hiç aramıyorsun" sitemlerinin sıkıntısı olsun, yumurta kapıya dayanmadan niye şu işleri yapmadığımın iç hesaplaşması olsun... Var da var...

Neyse ağrı kesicimi aldım, en sevdiğim album için play'e bastım, kestirme yoldan bitirip uyumanın hayali ile çalışıyorum.

Sabah saat 6'da uyanan bir köle için gece saat 3'de çalışmayıp yazı yazarken (boş boş konuşurken) hangi uykunun hayaliyse bu..pehh..

E ne yapmalı? Çalışmalı!

Görüşürüz :)


.

Hiç yorum yok: